Yapay Zekanın Hızlı Yükselişi ve Boyun Eğmeyen İnsan Yaratıcılığının Gücü
Yapay zekaya karşı mı, yapay zekayla birlikte mi? Kararı siz verin...
Size yakın gelecekte gerçekleşecek bir senaryoyu anlatacağım bugün.
Yapay Zeka (YZ / AI) hızla gelişmekte. Bugün markaları için isimler, logolar, sosyal medya gönderileri, blog yazıları, görsel tasarımları ve dahası neredeyse tüm içerikleri AI ile üretebileceklerine dair tavsiyeler ve taktikler öğreniyorlar insanlar.
Ve insanoğlu her zaman kolayı seçer. Çünkü zamanı ve parası kıymetlidir. O yüzden böyle bir fırsatı değerlendirmek isteyen geniş kitleler olacak. Ve değerlendirecekler de.
Her 100 firmadan 90'ı içeriklerini üretmek için AI'ya yaslanacak. Her 100 kişiden 90'ı AI ile üretilmiş blog yazıları, reklam metinleri, sosyal medya postları paylaşacak. Zaten büyük bir çoğunluk AI ile "oluşturdukları" kısa videoları, animasyon resimlerini, grafik tasarımlarını, hatta besteleri internette paylaşıyorlar. Bu şu an için önü kesilemez bir sel gibi. Tahmin edilen sonuçlar gerçekleşinceye kadar da bu selin hızı kesilmeyecek.
Peki herkes birbirine YZ ile hazırlanmış içerikleri gösterince ne olacak?
Gözümdeki manzara şuna benziyor:
Ajanslar markalara YZ ile hazırlanmış reklam metnini satıyor. Markalar müşterilerine YZ ile hazırlanmış reklam filmini gösterip satış yapmaya çalışıyor. Müşterileri YZ ile hazırladıkları alternatif içerik önerilerini sosyal medyada birbirleriyle paylaşıyorlar.
Yapay Zekanın işi bu; kendisinden bir şeyler üretmesini isteyen herkes için yetenekleri dahilinde içerik üretiyor. Ve serbest çalışanların (freelancer'ların) çalışmaları da ona ait, ajansın fikirleri de, markanın içerikleri de, müşterilerin eğlendikleri de... hepsi AI’ya ait.
İnsanlar birbirlerini kandırırken YZ kenarda oturmuş seyrediyor. Ve kendisinden yeniden içerik üretmesi istendiği her seferinde, kendi ürettiği içeriklerle daha da fazla dolmuş olan mevcut içerik dünyasından beslenerek yeni içerikler üretmeye devam ediyor.
Bunun nereye doğru gittiğini hayal edebiliyor musunuz? Etmeye çalışın. Benim aklıma bir kavram geliyor:
Kısır döngü.
Her işin özünde insan var. Günün sonunda parasını istediğimiz varlık insandır.
Çünkü işin püf noktası budur; her ticari aksiyonun merkezinde aslında insan vardır. Satış yaptığımız insanlar, reklamlarımızla kalplerine dokunmayı hedeflediğimiz insanlar, şirketlerimizi yöneten insanlar ve ekiplerimizi oluşturan insanlar. Ve gerçek güç burada yatıyor; duygunun gücü, yapay zekanın taklit edebileceği ama asla gerçekten hissedemeyeceği veya anlayamayacağı bir nokta. Buna yapay zekanın “kör noktası” diyebiliriz.
İnsanlara hitap etmek duygu gerektirir. Duyguların özü insana aittir. Yapay zeka sadece taklit eder. Hissedemez! Bugünkü YZ bir dil modeli. Yani kelimeleri, cümleleri, kavramları ve hikayeleri örnekliyor, kopyalıyor ve geliştiriyor. Başarılı ve başarısız olan her şeyi, yeni üreteceği içerikler için kendisine temel ve örnek olarak alıyor.
Yapay zekadan faydalanmayalım demiyorum, böyle bir şey söylemek ahmaklık olur. Ama işin kolayına kaçıp her şeyi yapay zekaya yaptrmanın pek akıllıca ve kazançlı bir şey olduğu da söylenemez. Bunu söylemek de aynı şekilde ahmaklık olacaktır. İnsana hitap etmek isteyip de, her şeyini sadece yapay zekaya, çok hızlı çalışan ve başarılı bir şekilde örnek alıp kopyalayan yazılımlara yaptıran herkesin eninde sonunda kaybedeceğini söylüyorum.
Kime karşı kaybedecekler?
Kazanan kimler olacak?
Düşünenler, üretenler, kreatif yeteneklerini kullananlar, geliştirenler.. ya da içeriklerini bu yeteneği olan gerçek sanatçılara ürettirenler. Yakın zamanda bu çöp içerik yığınları birikmeye başladığında göreceksiniz. Farkı yaratanlar gerçek emek harcayanlar olacaklar. Bu benim kehanetim değil. Bu tarihin ta kendisidir. Çünkü her zaman böyle olmuştur.
Bugün bir YZ yazılımına "bana fütüristik bir şehir manzarasını Leonardo da Vinci tarzında resmet" gibi bir istemde bulunabilirsiniz. O da bunu sizi gülümsetecek ve hayran bırakacak şekilde çizip elinize verir.
Ama sonuçta ne kadar sevimli, eğlendirici ve hatta hayranlık uyandırıcı olsa da bu çalışma(lar) özgün olmaktan pek uzak olacaklar. Çünkü eninde sonunda bu taklitten ibarettir. Özgün değildir. Anlatabiliyor muyum? Düne kadar yapay zeka diye bir şey yoktu ve tarihe baktığımızda ise sanat ve sanatçılar hep vardı, hepsi özgündü. insanlara hitap eden, insanlığı etkileyen, geliştiren, dönüştüren hep benzersiz sanatçıların özgün işleriydi.
Bu böyle olmaya da devam edecek. Yani içerik üretenlerin %90'ı da yapay zeka kullansa, kalan %10 içinde özgün içeriklerini üretenler de var olacaklar. İşte o zaman, eşsiz ve özgün çalışmalarla yazılımlar tarafından üretilen yapay eserler arasındaki farkı ayırt etmek, kalbi ve ruhu olan insanlar tarafından daha kolay olacak.
Sözün özü dostlar; gerçek sanatın, sanatçının ve yaratıcılığın yerini hiçbir yapay üretim alamayacaktır.
Özgün olmanın ve özgün kalmanın avantajını daima kullanmanız dileğiyle, mutlu pazarlar dilerim...