Hatırlan. İz Bırak. Sat.
Okulda öğretilmeyen yöntemlerle...
İyi bir hikaye hatırlanır, iyi bir fikir iz bırakır… İnanç satar!
1. Hikaye
Okullar öğrencilere nasıl düşünüleceğini değil, bir işte nasıl çalışılacağını öğretiyor.
Ve toplum bizim bir alanda uzman olmamızı istiyor çünkü uzmanlar "faydalı" işçilerdir ve topluma hizmet ederler.
Uzmanlar birer araçtır.
Ve araçlar "değiştirilebilir"dir.
Farkındasın değil mi? Bugün o değişimi yapay zeka yapıyor.
Artık neredeyse her bir uzmanın alternatifi olan bir yapay zeka aracı var. Peki neyin alternatifi yok?
İnsan olmanın, sorgulamanın, hayal kurmanın, sezginin ve anlam yaratmanın!..
Eğer sadece bir uzmanlığa tutunursan hem körelir, hem işini kaybedersin. Ve unutulup gidersin.
Yapay olan hiçbir şeyin taklit edemeyeceği bir beceri edinmelisin.
İnsan tarafını öne çıkaracak fikirlerin ve projelerin arayışı içinde olmalısın.
Ve projen neyle ilgili olursa olsun, onu öne çıkarmanın en güçlü yolu hikâye anlatıcılığıdır.
İnsanlar bir mesajı sadece duymak, okumak ya da görmek yerine onu hissederse hatırlar. Ve hissettiren mesajlar değişimin öncüsü olur.
O halde eğer unutulmak istemiyorsan, sadece işinin uzmanı olma.
Hikâyeni anlatabilen biri ol.
2. Fikir
Müşteri karmaşık mesajlar istemez. Net, basit ve hatırlanabilir mesajlar ister. Kendisine değer verildiğini hissetmek ve en önemli bilgiyi hemen almak ister.
Metin yazarı ise müşterinin dikkatini çekmeli, onu harekete geçirmeli ve bir duygu hissettirmelidir.
1’e 1 Koçluk hizmetimi alan danışanlarımdan bazıları çok etkili iş adamları ve iş kadınlarıydı. Bazılarından şu şikayetleri dinlediğim oldu:
“Harika fikirlerim var, dolu doluyum ama iş ‘yazmaya’ gelince her şeyi çorbaya dönüştürüyorum sanırım. Çünkü sonradan okuduğumda yazdığım yazıları kendim bile anlamadığımı fark ediyorum…”
Söz konusu yazmak olduğunda, bu durum genellikle yetenekli, başarılı ve başkalarına anlatacak şeyi çok olan insanların yaşadığı bir sıkıntı.
Her şeyi anlatmaya çalışırsan, asıl anlatman gereken şeyi kaybedersin.
Amaç müşterinin yarın hatırlayacağı tek bir güçlü fikri oraya bırakmaktır.
Ve bu fikir müşteriyi harekete geçirecek kadar etkili olmalıdır.
İnsan beyni karmaşık bilgileri işlemekte zorlanır. O yüzden sade, net ve duygusal mesajlar daha etkilidir. Çünkü insanlar kendilerine dokunan mesajları unutmazlar.
3. İnanç
Peki iz bırakan hikayeler için harika fikirleri nasıl bulursun?
Büyük fikirler "yaratıcılıktan" çok "inançla" ilgilidir biliyor musun?
Bir fikre olan inanç fikrin kendisinden daha önemli.
Öyle inançlı olacaksın ki ajansın orta yerinde, veya müşteri ile toplantında ayağa kalkıp elinde 5 kelimelik bir A4 kağıdı ile bağıracaksın: “İşte fikir bu!”
Birisi “askıda duran bir Volvo'nun altına birini yatıramayız” diye karşılık verirse “O zaman ben yatarım” demeye hazırlıklı olacaksın.
İnanç için bir yapay zeka promptu yok.
Bu yüzden sana sadece kendime söylediğimi söyleyebilirim:
Sen zeki bir insansın. İyi bir fikrin neye benzediğini biliyorsun.
Öyleyse onu bulana kadar peşini bırakma.*
Şimdi küçük bir destek istiyorum, lütfen fikrini söyle
Önce iyi bir haber vereyim:
Üç yıldır devam eden “grup eğitimlerimi” sonlandırıyorum. Bunun neresi iyi? Şurası:
Sadece ücretli olanlar sona eriyor! Bundan böyle her hafta isteyen herkesin katılabileceği buluşmalarla ücretsiz grup eğitimleri devam edecek.
Biz ona eğitim demeyelim de, sohbetler diyelim. Bu online buluşmalarımızda yine faydalı ve pratik bilgileri sadık takipçilerimle bir sohbet havasında paylaşmaya devam edeceğim.
Ücretli eğitimlerde ise dünyanın gelişen koşullarından dolayı danışanlarım haklı olarak daha çok kendi projelerine odaklandığımız, karşılıklı 1’e 1 mentörlük talep ediyorlar.
Ben de artık onların karşısına daha ‘özelleşmiş’ içeriklerle çıkmaya karar verdim. Bu minvalde 2 alanda bire bir danışmanlık vereceğim.
Biri zaten 3 yıldır devam eden, çoğu takipçimin aşina olduğu bir program.
Metin Yazarlığı ve Hikaye Anlatımı Programı: Metin yazarlığı becerilerinin temellerini, etkili iletişim sanatı ve hikaye anlatma ustalığını öğrettiğim, bunu yaparken üzerinde çalışmayı arzuladığın projeni ister sıfırdan ister kaldığı yerden alıp olması gerektiği noktaya birlikte taşıdığımız bir koçluk/mentörlük programı.
Diğeri ise daha yeni, taze bir şey ve beni heyecanlandırıyor.
Tek Kişilik İş Hayatın (adı bu değil, henüz netleştirmedim): “Daha az çalış, daha çok kazan, hayatı dolu dolu yaşa!” prensibi çerçevesinde "Kendi işimi kurmak istiyorum ama nereden başlasam?" sorusuna net bir cevap veren, geleneksel iş modellerini bir yana bırakıp kendi ilgi alanlarından para kazanmanın, dijital dünyada başarılı olmanın ve sürdürülebilir bir iş kurmanın adım adım yol haritasını sunan bir içerik.
Şimdi gelelim senden ne istediğime. Çok basit bir şey:
Kendine bir yatırım yapacak olsan hangisi sana hitap ederdi öğrenmek istiyorum, o yüzden aşağıdaki ankete bir tıklamayla oy verirsen çok mutlu olurum.
* mail içeriğinde faydalandığım kaynaklar: Harry Dry, ABC Copywriting, Pinterest